T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2013/19972
Tarih: 25.04.2016| Okunma Sayısı: 6127

T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. 2013/19972

T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ  E. 2013/19972

T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ

E. 2013/19972
K. 2015/36887
T. 2.11.2015

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : A-Takibi şikayete bağlı olan sair tehdit suçundan dolayı katılan sanık Y.. I.. hakkında mağdur sanık N.. K..'ya yönelik yaralama suçundan verilen kamu davasının düşmesine dair kararın katılan sanık Y.. I..'a tebliğ edilmesi ve katılan sanığın bu hususu temyize getirmemesi nedeniyle şikayetten vazgeçmeyi zımni olarak kabul ettiği, TCK'nın 73/6. maddesindeki "Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez" şeklindeki düzenlemenin ve sanığın savunmasının alınmasının sanık lehine olduğunun anlaşılması karşısında; 1412 sayılı CMUK'nın 309. maddesi uyarınca sanık yararına olan hukuk kurallarına aykırılığın, hükmün sanık aleyhine bozdurulması için Cumhuriyet Savcısına bir hak vermeyeceği anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddeleri uyarınca O Yer Cumhuriyet Savcısının sanık Y.. I.. hakkındaki yaralama suçundan düşme hükmüne yönelik tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Diğer hükümlere yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1-Sanık N.. K..'nın hakaret, İ.. K..'nın silahlı tehdit, H.. K..'nın hakaret ve tehdit eylemlerine ve yükletilen suçlara yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2-16.08.2009 tarihinde saat 15.40 sıralarında meydana gelen ikinci aşama eylemlere ilişkin, mağdur sanık N.. K.. ile sanıklar İ.. K.. ve H.. K.. hakkında mala zarar verme ve Y.. I..'ı yaralama, sanık F.. K.. hakkında mala zarar verme, A.. I.. ve Y.. I..'ı yaralama, S.. K.. hakkında mala zarar verme ve A.. I..'ı yaralama suçlarından kurulan hükümler yönünden ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Üç aşamalı olarak meydana gelen olayın 15.08.2009 tarihli kısmına ilişkin olarak, mağdur sanık N.. K..'nın katılan K.. I..'a hakaret ettiği, katılan sanık Y.. I..'ın ise mağdur sanık N.. K..'yı yaraladığı iddiası ile dava açıldığı, 16.08.2009 tarihinde saat 15.40 sıralarında meydana gelen olayın ikinci kısmına ilişkin olarak ise, sanıklar F.. K.. hakkında A.. I.. ve Y.. I..'ı, S.. K.. hakkında A.. I..'ı, N.. K.., H.. K.. ve İ.. K.. hakkında Y.. I..'ı basit şekilde yaraladıkları, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal ettikleri iddiasıyla dava açılmış, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesi dışında olduğu anlaşılmıştır.
Kolluk tarafından düzenlenen 16.08.2009 tarih ve saat 17.00 ve 16.00 itibarıyla düzenlenen tutanaklar, mağdur sanık Y.. I.. ile katılanlar A.. I.., K.. I.. ve H.. I..'ın soruşturma aşamasındaki anlatımlarına göre; adı geçenlerin ifade vermek için polis merkezine geldikleri, 16.08.2009 tarihinde kahvehanede meydana gelen ikinci aşama olay hakkında şikayetçi olmadıklarını ifade etmeleri nedeniyle yasal işlem başlatılmadığı, adı geçen mağdur sanıkların, işlettikleri kahvehaneye geldiklerinde bu kez şikayetçi olmaya karar verip, tekrar polis merkezine giderken üçüncü olayın meydana geldiği sabittir.
Takibi şikayete bağlı suçlarda, şikayetten vazgeçme, soruşturmanın başlamasına, başlamış soruşturmada ise soruşturmanın devamına engel olan bir kovuşturma şartıdır. Şikayetten vazgeçme, her türlü delille ispatlanabilen, özgür irade ile yapıldığı takdirde geri alınması, dönülmesi, cayılması mümkün olmayan, şarta bağlanamayan, hukuki sonuçları bulunan fiili bir durumdur. Birbirinden bağımsız olan ve bu nedenle bölünebilen eylemlerde her bir eylem için ayrı ayrı şikayetçi olmak ya da şikayetten vazgeçmek mümkündür. Takibi şikayete bağlı bir suçta, şikayetten vazgeçmenin kovuşturma aşamasında düşme şeklinde hukuki sonuç doğurabilmesi, TCK'nın 73/6. maddesine göre sanığın kabulüne bağlı iken, soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçmenin hukuki sonuç doğurması, şüphelinin kabulüne bağlı tutulmamıştır.
Her ne kadar iddianamede; sanıklar F.. K.., S.. K.., N.. K.., H.. K.. ve İ.. K.. hakkında, mağdur sanık Y.. I.. ve katılan A.. I..'a elleri ve kahvehanedeki sandalyelerle vurarak yaraladıkları, ancak sandalye ile yaralayanın kimler olduğunun tespit edilemediği yazılı ise de, yaralamaya ilişkin suçlamada TCK'nın 86/3-e maddesinin uygulanmasının istenmemiş olması, suçlamanın tek kanıtı olan Ali ve Y.. I.. kardeşlerin ifadelerinin hiçbir yerinde kendilerine sandalye ya da bir silah sayılabilecek başka bir cisimle vurulduğunu iddia etmemeleri karşısında, iddianamedeki "sandalyelerle kimlerin vurduğunun tespit edilemediği" ibaresinden, yaralama suçlamalarının silahla değil, elle vurmak suretiyle meydana getirildiği ve takibi şikayete bağlı basit yaralama suçundan dava açıldığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; katılan sanık Y.. I.. ile katılanlar A.. I.. ve K.. I..'ın, polis merkezine giderek 16.08.2009 tarihinde saat 15.40 sıralarında meydana gelen basit yaralama ve mala zarar suçlarından şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri ve bu hususun kolluk tarafından tutanakla tespit edilmesi, katılanların kolluk ifadelerinde de öncekinden ve sonrakinden bağımsız olup bölünmesi, müstakil olarak şikayete ve vazgeçmeye uygun olan ikinci aşama eylemlerden şikayetçi olmadıklarını açıkça ifade etmeleri karşısında; iddianamenin üçüncü paragrafında anlatılan ikinci aşama eylemler nedeniyle N.. K.., İ.. K.., H.. K.., F.. K.. ve S.. K.. hakkında takibi şikayete bağlı olan basit yaralama ve mala zarar verme suçlamalarından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken anılan suçlardan dava açılması yasaya uygun değil ise de, açılmış bu davalarda kovuşturma şartı olan şikayetin yokluğu nedeniyle CMK'nın 223/8. maddesinin ilk cümlesi gereğince düşme kararları verilmesi gerekirken beraat ve mahkumiyet kararları verilmesi,
b)Katılan sanık Y.. I.. ile katılanlar A.. I.., K.. I.. ve H.. I..'ın, şikayetçi olmadıklarını beyan ederek polis merkezinden kahvehaneye geldikten sonra, bu kez şikayetçi olmaya karar vererek tekrar polis merkezine giderlerken saat 17.00 dan sonra meydana gelen üçüncü aşama olayda;
Mağdur sanık N.. K.. hakkında H.. I..'ı yaralama, sanık İ.. K.. hakkında K.. I.., H.. I.. ve Y.. I..'ı yaralama, sanık İ.. K.. hakkında K.. I..'ı yaralama, sanık H.. K.. hakkında K.. I..'ı yaralama, sanık H.. K.. hakkında K.. I..'ı yaralama eylemlerinde; katılan sanık Y.. I.. ile katılanlar A.. I.., K.. I.. ve H.. I..'ın anlatımları ve anlatımlarının adli raporlarla desteklenmiş olmasına rağmen, hangi gerekçelerle savunmaya itibar edildiği ve katılanların anlatımlarının reddedildiği açıklanmadan yetersiz gerekçelerle beraat kararları verilmesi,
c)Kabule göre de; iddianamede, 16.08.2009 tarihli kolluk tarafından düzenlenen tutanağa istinaden mala zarar verme suçlamaları ile dava açılmış ve bu suçlardan mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de, iddianın dayanağı olan 16.08.2009 tarihli tutanakta kahvehane eşyalarında herhangi bir zarar ve ziyan olmadığının açıkça yazılı olması karşısında, hangi malın ne şekilde zarar gördüğü Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde hükmün gerekçesinde açıklanmadan mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararları verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile kısmen tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

18.04.2016

25.04.2024
AV. FUNDA ÖZTÜRK ALTUNTAŞ
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.